Daha iyi hizmet vermek için bu websitesinde çerezler kullanıyoruz.

İçeriği ve reklamları kişiselleştirmek, sosyal medya özellikleri sunmak ve trafiği analiz etmek için çerezler kullanıyoruz. Sitemizi kullanımınızla ilgili bilgileri ayrıca sosyal medya, reklamcılık ve analiz iş ortaklarımızla paylaşabiliriz. İş ortaklarımız, bu bilgileri kendilerine sağladığınız veya hizmetlerini kullanırken topladıkları diğer bilgilerle birleştirebilir.

Çerez nedir?

Çerezler, web-sitelerinin, kullanıcıların deneyimlerini daha verimli hale getirmek amacıyla kullandığı küçük metin dosyalarıdır. Yasalara göre, bu sitenin işletilmesi için kesinlikle gerekli olan çerezleri cihazınıza yerleştirebiliyoruz. Diğer çerez türleri için sizden izin almamız gerekiyor. Bu site farklı çerez türleri kullanmaktadır. Bazı çerezler, sayfalarımızda yer alan üçüncü şahıs hizmetleri tarafından yerleştirilir. İzniniz şu alanlar için geçerlidir: web.tv

EN UZUN MEKTUP1915

0 izlenme
Kategori Haber
Eklenme Tarihi
DilTürkçe
Açıklama
Yüzbaşı Mehmet Tevfik Bey, Gelibolu'da kefensiz yatan, kanıyla vatanı vatan yapan yüz bine yakın Çanakkale şehidinden biri. O'nun 31 Mayıs 1915'te, Arıburnu'ndan anne ve babasına yazdığı mektup 97 yıl önce bu şanlı zaferi Türk ulusuna kazandıran ruhu gösteriyor.
Pazartesi, 31 Mayıs, 1915
Sebeb-i hayatım, feyz-i velinimetim. Sevgili peder valideme,
Babacığım, valideciğim.
Arıburnu'nda ilk girdiğim müthiş muharebede sağ yanımdan ve pantolonumdan kurşun geçti. Hamdolsun kurtuldum.
Fakat bundan sonra gireceğim muharebelerden kurtulacağıma ümidim olmadığından bir hâtıra olmak üzere, şu yazılarımı yazıyorum.
Hamdüsenâlar olsun Cenâb-ı Hakk'a ki beni bu rütbeye eriştirdi. Yine mukadderât-ı ilâhiyye olarak beni asker yaptı. Siz de ebeveynim olmak dolayısıyla beni vatan ve millete hizmet etmek için ne sûretle yetiştirmek mümkün ise öylece yetiştirdiniz. Sebeb-i feyz-i rıf'atım ve hayâtım oldunuz.
Cenâb-ı Hakk'a ve sizlere çok teşekkür ederim.
Sevgili peder ve valideciğim, gözbebeğim olan zevcem Münevver ve oğlum Nezih'ciğimi evvela Cenâb-ı Hakk'ın, sonra sizin himâyenize emanet ediyorum. Onlar hakkında ne mümkün ise lütfen yapınız. Oğlumun tâ'lim ve terbiyesine siz de refîkamla birlikte lütfen gayret ediniz. Servetimizin olmadığı ma'lûmdur. Mümkün olandan başka birşey isteyemem, istesem de pek beyhûdedir. Refîkama hitaben yazdığım kapalı mektûbu lütfen kendi eline veriniz. Fakat çok müteessir olacaktır, o teessürü azaltacak şekilde veriniz.
Ağlayacak, üzülecek tabii; teselli ediniz...
Sevgili baba ve valideciğim, belki bilmeyerek size karşı birçok kusurda bulunmuşumdur. Beni affediniz... Rûhumu şâd ediniz... Sevgili hemşîrem Lütfiye'ciğim bilirsiniz ki sizi çok severdim. Sizin için ve sa'yimim yettiği nisbette ne yapmak lâzımsa yapmak isterdim. Belki size karşı da kusur etmişimdir, beni affet. İlahi mukadderât böyle imiş. Hakkını helâl et. Rûhumu şâd et...
Ey akraba ve dostlar ve sevenlerim; cümlenize elveda.
Cümleniz hakkınızı helâl ediniz. Benim tarafımdan cümlenize hakkım helâl olsun, elveda. Elveda, cümlenizi Cenab-ı Hakk'a tevdî ve emanet ediyorum. Ebediyyen Allah'a ısmarladım, sevgili peder ve valideciğim.
Oğlunuz Mehmet Tevfik
(Yüzbaşı Mehmet Tevfik bu mehtubu yazdıktan iki hafta sonra şehit oldu. Bu mektup aynı zamanda savaştan geriye kalan en uzun Türk mektubu.)